Ülkemiz adına ilk bahsetmemiz gereken şu ki bu anlaşmayı henüz meclisten geçirmedik yani uygulamıyoruz. Paris Anlaşması’nı onaylamayışımız büyük bir dezavantajdır. Bu anlaşmanın en önemli hedeflerinden biri sera gazı emisyonunu azaltmaktır. Sera gazı emisyonlarının azaltılması dolaylı olarak hava kirliliğinin de azaltılmasıdır. Temiz Hava Hakkı Platformunun “Kara Rapor 2020: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” çalışmasına göre Türkiye’de hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü kılavuz değerine indirilseydi; 2019 yılında tüm ölümlerin %7,9’u (31.476 ölüm) ve 2018 yılındaki tüm ölümlerin %12,13’ü (45.398 ölüm) önlenebilirdi.
2021 şubat ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘
’ni yayınladı. Hala Paris Anlaşması’ndan bahsedilmemesi ve ciddi önlemlerin alınmaması çevreci grupları hayal kırıklığına uğratırken maddelerin nasıl gerçekleştirileceğine dair de pek bir fikir vermemektedir. Bildirge, maddelerinde şehirlerin hava-su-toprak kirliliğini önlemeye çalışacağını söylese de hala kömürlü termik santrallere en çok yatırım yapan ülkelerden biriyiz. Bazı çevreci gruplar ve haberciler bu durumu Türkiye’nin durumu hala ciddiye almaması ve ekonomisini temiz kaynaklara yeterince yöneltmemesi olarak yorumladı. Ancak bazı diğer çevreci gruplar ise yine de yenilenebilir enerjide iyiye gittiğimizi; geri dönüşümün ise giderek arttığını ve artacağını düşündüklerini belirttiler.
Want to print your doc? This is not the way.
Try clicking the ⋯ next to your doc name or using a keyboard shortcut (